Fotoğrafım
Ad:
Konum: Türkiye

Çarşamba, Eylül 20, 2006

18 * BIR KADINI AGLATMAK :(

Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında.
Kadınlar her şeye
>ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... En
az erkekler
>kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur.
Eğer bir kadın
>yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış
demektir. Ama o yüreğin
>değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile
kırpmadan teker teker
>batırır iğnelerini yüreğe!
>
>
>Işte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına
kadının.
>Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını
çok acıtır. Gözleri
>buğulanır kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden.
Ama engel olamaz
>işte.
>
>
>Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler
saplamaktadır.. Bu acıya ne
>kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür
yaşlar gözünden;
>önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli... Ve kadın
ağlar; hem de çok!
>
>
>Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken
koparttığı yerdir onu
>ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç
kapanmayacağını, kapansa
>bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar.
Ama bilir misiniz,
>ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok
kadın yapar
>kadınları. Her damla bir derstir çünkü. Bazen
kadınlar ağladığında çoğu
>insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için
derler.
>Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri
acıyan
>kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir
onları öldüren!
>
>
>Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini
temizlerler yaralarındaki!
>Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür
yaraları.
>Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca
ağlarlar. Zaman geçer sonra.
>Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım
öğrenirler, yoksa ruhlar
>sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru
yolu bulması da yeni
>acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde
sonunda öğrenirler
>kendilerine sarılmayı...
>
>
>Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen
kadınlardır aslında. Her
>damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça
o safça
>inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür..
Küçüldükçe değerini
>yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir
kadın yaratırlar
>kendilerinden. Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka
inanmayan...
>
>
>İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok
bekar kadın var diye;
>hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını
yitirdi o kadınlar.
>Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o
kadar çok ağladılar
>ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına
>inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar. Çünkü
biliyorlar ki
>sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir
zaman! Hep bir
>çıkarları oldu sarıldıkları adamların. E o zaman niye
sarılsınlar ki!
>
>
>Niye sarılalım ki!
>Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki
olgunlaşıyordur.
>Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin
ki, artık aşkın
>olmadığına inanmıştır. Bilin ki, sarılacak tek bir
doğrusu kalmıştır.
>O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan
kadınlar, eninde sonunda
>kendilerine sarılırlar çünkü!
>
>
>Yılmaz Erdoğan
>

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home