83 * YASLANMAK:(
>*Yirmi yıl önce geçimimi taksicilik yaparak kazanıyordum. Bir
>
> > >keresinde, saat sabaha karşı 02.30'da bir yolcu aldım; adrese
>
> > >vardığımda, giriş katındaki bir pencerede görülen tek ışığın dışında
>
> > >bütün bina kapkaranlıktı.
>
> > >Bu şartlar altında, çoğu taksi şoförü bir iki sefer korna çalar, bir
>
> > >dakika bekler, sonra çeker giderdi. *
>
> > >
>
> > >*Fakat ben, taşıma aracı olarak yalnızca taksiye bağlı pek çok fakir
>
> > >insanla karşılaşmıştım. Eğer etrafta tehlike kokusu yoksa, her zaman
>
> > >kapıya giderdim. Bu yolcu belki de benim yardımıma ihtiyaç duyacak
>
> > >biridir, diye düşünürdüm kendi kendime. *
>
> > >
>
> > >*Onun için kapıya gittim ve çaldım, "Bir dakika", diye yanıt verdi
>
> > >zayıf, yaşlıca bir ses. Yerde birşeyin sürükleyerek çekildiğini >
>
> >duyabiliyordum. *
>
> > >
>
> > >*Uzun bir aradan sonra, kapı açıldı. Önümde 80'li yaşlarında, ufak
>
> > >tefek bir hanım duruyordu. Sanki 1940'ların filmlerinden çıkmışçasına,
>
> > >emprime bir elbise giymişti ve başına da ön tarafına tül tutturulmuş
>
> > >yuvarlak bir şapka takmıştı. *
>
> > >
>
> > >*Yanında küçük, plastikten bir valiz vardı. Daire sanki içinde
>
> > >yıllardır hiç yaşanmamış gibi bir görünüme sahipti. Bütün eşyalar
>
> > >çarşaflarla örtülüydü.
>
> > >Duvarlarda saat, süs eşyası ya da tezgahın üzerinde kap-kaçak yoktu.
>
> > >Köşede, > >içi fotoğraf ve cam bardaklarla doldurulmuş bir karton kutu
>
> duruyordu.
>
> > >
>
> > >*"Çantamı arabaya kadar taşır mıydınız?" dedi. Valizi arabaya götürdüm,
>
> > >sonra kadına yardım etmek üzere döndüm. Koluma girdi ve yavaşça arabaya
>
> > >yürüdük. Nezaketimden ötürü teşekkür edip duruyordu. "Bir şey değil",
>
> > >dedim ona. "Ben yalnızca anneme nasıl davranılmasını istiyorsam
>
> > >yolcularıma o şekilde davranmaya gayret ediyorum." *
>
> > >
>
> > >*"Ah, ne kadar iyi bir çocuksun sen," dedi. Arabaya bindiğimizde, bana
>
> > >adresi verdi, sonra, "Şehrin içinden gitmemiz mümkün mü?" diye sordu. *
>
> > >
>
> > >*"Orası kestirme değil," diye cevap verdim hemen. *
>
> > >
>
> > >*"Benim için fark etmez," dedi. "Acelem yok. Güçsüzler yurduna >
>
> >gidiyorum." *
>
> > >
>
> > >*Dikiz aynasından baktım. Gözleri parlıyordu. "Ailemden kimse kalmadı,"
>
> > >diye > >sözünü sürdürdü. "Doktor çok fazla zamanım kalmadığını söylüyor."
>
>
> *
>
> > >
>
> > >*Yavaşça uzanıp taksimetreyi kapattım.*
>
> > >
>
> > >*"Hangi yoldan gitmemi arzu edersiniz?" diye sordum. *
>
> > >
>
> > >*Ondan sonraki iki saat boyunca şehirde dolaştık. Bana bir zamanlar,
>
> > >asansör işletmeni olarak çalıştığı binayı gösterdi. Yeni
>
> > >evlendiklerinde kocasıyla birlikte oturdukları mahallede gezindik.
>
> > >Arabayı, genç kızlığında dansa gittiği bir zamanlar balo salonu olan
>
> > >mobilya ambarının önünde durdurmamı istedi. *
>
> > >
>
> > >
>
> > >*Arada bir belirli bir binanın veya bir köşenin önünden geçerken
>
> > >yavaşlamamı rica edip, gözlerini karanlığa içine dikerek, hiç bir şey
>
> > >söylemeden öylece oturup baktı. *
>
> > >
>
> > >*Güneşin ilk ışıkları ufukta belirmeye başlamıştı ki, birden "Yoruldum.
>
> > >Gidelim artık," dedi. *
>
> > >
>
> > >
>
> > >*Sessizlik içinde bana vermiş olduğu adrese gittik. Sütunlu girişi olan
>
> > >alçak bir binaydı, hastaların iyileşmek için gittiği sağlık evlerine >
>
> >benziyordu. *
>
> > >
>
> > >*Araba durur durmaz, iki hademe çıkarak yanımıza geldi. Merak ve
>
> > >dikkatle kadının her hareketini izliyorlardı. Onu bekliyor
>
> > >olmalıydılar. Bagajı açarak küçük valizini kapıya götürdüm. Kadın
>
> > >tekerlikli iskemleye oturtulmuştu bile. *
>
> > >
>
> > >*"Borcum ne kadar?" diye sordu, çantasına uzanarak.*
>
> > >
>
> > >*"Borcunuz yok," dedim.*
>
> > >
>
> > >*"Geçiminizi sağlamanız gerek," diye cevap verdi.*
>
> > >
>
> > >*"Başka yolcular var," dedim. Neredeyse hiç düşünmeden eğildim ve onu
>
> > >kucakladım. Bana sımsıkı sarıldı. *
>
> > >
>
> > >*"Yaşlı bir kadına küçük bir mutluluk yaşattınız," dedi. "Teşekkür >
>
> >ederim."
>
> > >
>
> > >*Elini sıktım, sonra loş sabah ışıklarının içine yürüdüm. Arkamda bir
>
> > >kapı kapandı. Bir hayatın kapanış sesiydi bu. *
>
> > >
>
> > >*O vardiyamda artık hiç müşteri almadım. Amaçsızca, düşüncelerimde
>
> > >kaybolmuş dolaştım. Günün geri kalan kısmında hemen hiç konuşamadım. Ya
>
> > >o kadıncağız öfkeli bir şoföre ya da vardiyasını bitirmek için acele
>
> > >eden bir şoföre rast gelseydi? Ya ben yolculuğu reddetseydim veya bir
>
> > >kere korna çalıp sonra da çekip gitseydim? *
>
> > >
>
> > >*Şöyle bir yeniden gözden geçirdiğimde, aklıma hayatımda bundan daha
>
> > >önemli yaptığım bir şey gelmedi. *
>
> > >
>
> > >*Hayatımızın önemli anların etrafında geliştiğini düşünmeye >
>
> >şartlanmışızdır.
>
> > >Fakat önemli anlar bizi genellikle habersiz yakalar --- başkalarının
>
> > >önemsiz sayabileceği bir biçimde güzelce paketlenmiş olarak. *
>
> > >
>
> > >
>
> > >*İNSANLAR NE YAPTIĞINIZI VEYA NE SÖYLEDİĞİNİZİ TAM OLARAK
>
> > >HATIRLAMAYABİ LİRLER, FAKAT KENDİLERİNİ NASIL HİSSETTİRDİĞİNİZİ DAİMA >
>
> >HATIRLARLAR. *
>
> > >keresinde, saat sabaha karşı 02.30'da bir yolcu aldım; adrese
>
> > >vardığımda, giriş katındaki bir pencerede görülen tek ışığın dışında
>
> > >bütün bina kapkaranlıktı.
>
> > >Bu şartlar altında, çoğu taksi şoförü bir iki sefer korna çalar, bir
>
> > >dakika bekler, sonra çeker giderdi. *
>
> > >
>
> > >*Fakat ben, taşıma aracı olarak yalnızca taksiye bağlı pek çok fakir
>
> > >insanla karşılaşmıştım. Eğer etrafta tehlike kokusu yoksa, her zaman
>
> > >kapıya giderdim. Bu yolcu belki de benim yardımıma ihtiyaç duyacak
>
> > >biridir, diye düşünürdüm kendi kendime. *
>
> > >
>
> > >*Onun için kapıya gittim ve çaldım, "Bir dakika", diye yanıt verdi
>
> > >zayıf, yaşlıca bir ses. Yerde birşeyin sürükleyerek çekildiğini >
>
> >duyabiliyordum. *
>
> > >
>
> > >*Uzun bir aradan sonra, kapı açıldı. Önümde 80'li yaşlarında, ufak
>
> > >tefek bir hanım duruyordu. Sanki 1940'ların filmlerinden çıkmışçasına,
>
> > >emprime bir elbise giymişti ve başına da ön tarafına tül tutturulmuş
>
> > >yuvarlak bir şapka takmıştı. *
>
> > >
>
> > >*Yanında küçük, plastikten bir valiz vardı. Daire sanki içinde
>
> > >yıllardır hiç yaşanmamış gibi bir görünüme sahipti. Bütün eşyalar
>
> > >çarşaflarla örtülüydü.
>
> > >Duvarlarda saat, süs eşyası ya da tezgahın üzerinde kap-kaçak yoktu.
>
> > >Köşede, > >içi fotoğraf ve cam bardaklarla doldurulmuş bir karton kutu
>
> duruyordu.
>
> > >
>
> > >*"Çantamı arabaya kadar taşır mıydınız?" dedi. Valizi arabaya götürdüm,
>
> > >sonra kadına yardım etmek üzere döndüm. Koluma girdi ve yavaşça arabaya
>
> > >yürüdük. Nezaketimden ötürü teşekkür edip duruyordu. "Bir şey değil",
>
> > >dedim ona. "Ben yalnızca anneme nasıl davranılmasını istiyorsam
>
> > >yolcularıma o şekilde davranmaya gayret ediyorum." *
>
> > >
>
> > >*"Ah, ne kadar iyi bir çocuksun sen," dedi. Arabaya bindiğimizde, bana
>
> > >adresi verdi, sonra, "Şehrin içinden gitmemiz mümkün mü?" diye sordu. *
>
> > >
>
> > >*"Orası kestirme değil," diye cevap verdim hemen. *
>
> > >
>
> > >*"Benim için fark etmez," dedi. "Acelem yok. Güçsüzler yurduna >
>
> >gidiyorum." *
>
> > >
>
> > >*Dikiz aynasından baktım. Gözleri parlıyordu. "Ailemden kimse kalmadı,"
>
> > >diye > >sözünü sürdürdü. "Doktor çok fazla zamanım kalmadığını söylüyor."
>
>
> *
>
> > >
>
> > >*Yavaşça uzanıp taksimetreyi kapattım.*
>
> > >
>
> > >*"Hangi yoldan gitmemi arzu edersiniz?" diye sordum. *
>
> > >
>
> > >*Ondan sonraki iki saat boyunca şehirde dolaştık. Bana bir zamanlar,
>
> > >asansör işletmeni olarak çalıştığı binayı gösterdi. Yeni
>
> > >evlendiklerinde kocasıyla birlikte oturdukları mahallede gezindik.
>
> > >Arabayı, genç kızlığında dansa gittiği bir zamanlar balo salonu olan
>
> > >mobilya ambarının önünde durdurmamı istedi. *
>
> > >
>
> > >
>
> > >*Arada bir belirli bir binanın veya bir köşenin önünden geçerken
>
> > >yavaşlamamı rica edip, gözlerini karanlığa içine dikerek, hiç bir şey
>
> > >söylemeden öylece oturup baktı. *
>
> > >
>
> > >*Güneşin ilk ışıkları ufukta belirmeye başlamıştı ki, birden "Yoruldum.
>
> > >Gidelim artık," dedi. *
>
> > >
>
> > >
>
> > >*Sessizlik içinde bana vermiş olduğu adrese gittik. Sütunlu girişi olan
>
> > >alçak bir binaydı, hastaların iyileşmek için gittiği sağlık evlerine >
>
> >benziyordu. *
>
> > >
>
> > >*Araba durur durmaz, iki hademe çıkarak yanımıza geldi. Merak ve
>
> > >dikkatle kadının her hareketini izliyorlardı. Onu bekliyor
>
> > >olmalıydılar. Bagajı açarak küçük valizini kapıya götürdüm. Kadın
>
> > >tekerlikli iskemleye oturtulmuştu bile. *
>
> > >
>
> > >*"Borcum ne kadar?" diye sordu, çantasına uzanarak.*
>
> > >
>
> > >*"Borcunuz yok," dedim.*
>
> > >
>
> > >*"Geçiminizi sağlamanız gerek," diye cevap verdi.*
>
> > >
>
> > >*"Başka yolcular var," dedim. Neredeyse hiç düşünmeden eğildim ve onu
>
> > >kucakladım. Bana sımsıkı sarıldı. *
>
> > >
>
> > >*"Yaşlı bir kadına küçük bir mutluluk yaşattınız," dedi. "Teşekkür >
>
> >ederim."
>
> > >
>
> > >*Elini sıktım, sonra loş sabah ışıklarının içine yürüdüm. Arkamda bir
>
> > >kapı kapandı. Bir hayatın kapanış sesiydi bu. *
>
> > >
>
> > >*O vardiyamda artık hiç müşteri almadım. Amaçsızca, düşüncelerimde
>
> > >kaybolmuş dolaştım. Günün geri kalan kısmında hemen hiç konuşamadım. Ya
>
> > >o kadıncağız öfkeli bir şoföre ya da vardiyasını bitirmek için acele
>
> > >eden bir şoföre rast gelseydi? Ya ben yolculuğu reddetseydim veya bir
>
> > >kere korna çalıp sonra da çekip gitseydim? *
>
> > >
>
> > >*Şöyle bir yeniden gözden geçirdiğimde, aklıma hayatımda bundan daha
>
> > >önemli yaptığım bir şey gelmedi. *
>
> > >
>
> > >*Hayatımızın önemli anların etrafında geliştiğini düşünmeye >
>
> >şartlanmışızdır.
>
> > >Fakat önemli anlar bizi genellikle habersiz yakalar --- başkalarının
>
> > >önemsiz sayabileceği bir biçimde güzelce paketlenmiş olarak. *
>
> > >
>
> > >
>
> > >*İNSANLAR NE YAPTIĞINIZI VEYA NE SÖYLEDİĞİNİZİ TAM OLARAK
>
> > >HATIRLAMAYABİ LİRLER, FAKAT KENDİLERİNİ NASIL HİSSETTİRDİĞİNİZİ DAİMA >
>
> >HATIRLARLAR. *
2 Comments:
deneme
hım burası ekip üyesi istemedi. öbü rtarafa yorum yazamadım kuğucum.ben ekipten değilmiyim hüngüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüür
Yorum Gönder
<< Home